1/24/2018 0 Comments İletişim eğitimi neden gerekli ?Kurumlar, kuruluşlar ve şirketler iletişim olmaksızın var olamazlar. Çalışanların koordinasyonları ancak iletişim ile gerçekleşebilir. İletişim ile ilgili her eylem kurumlara olumlu etkilerde bulunur. İletişim; planlama, örgütleme kontrol gibi temel yönetim fonksiyonlarının başarılmasına yardımcı olur. Şirketler görevlerini bu şekilde düzgün geliştirebilirler. Çalışan açısından bakıldığındaysa, iletişim etkili olduğunda performansı geliştirme ve iş doyumunu arttırmaya yönelik olumlu etkilere sahiptir ve kişinin işine olan bağlılığını arttırır.
İletişim hatalarının sıkça olduğu şirket yapılarında çalışanların, işlerine motive olamadıkları ve bununla beraber performanslarının da yükselemediği gözlemlenmiştir. Sürekli ego çatışmaları ve iş yoğunluğuyla mücadele eden çalışanlarda da durum aynıdır. İnsan sosyal bir varlıktır ve yaşamını sürdürebilmesi için çevresiyle sürekli iletişim kurma ihtiyacı içerisindedir. İnsanın biyolojik bir varlıktan sosyal bir varlığa dönüşmesini sağlayan en önemli unsurun iletişim olduğunu söylemek mümkündür. İstatistikler; çalışanların zamanlarının %70- 85’ini yöneticileri, çalışma arkadaşları, ortakları ya da müşterileri ile iletişim kurarak harcadıklarını göstermektedir.
Yapılan araştırmalar çalışana ulaşan bilgi miktarındaki artışın çalışan tatmini ve adalet algılaması üzerinde olumlu etkiler yaptığını göstermektedir. Bu bağlamda iş görenler ile üst yönetim arasında iletişim ilişkisi kuran örgüt organları ve yayınları sadece bir iletişim aracı değil aynı zamanda çalışanlar arasında çalışma şevki ve iş tatmini ile adalet hissinin oluşumunu ateşleyen güçlü birer stratejidir. Motive kırıcı olayların altında iletişim hataları ilk sırada yer almaktadır. Elbette yönetimsel hataları da hemen ardından sayabiliriz . İletişim hatalarının düzeltilmesi ayrı bir çaba gerektirmektedir. Eğitimlerde aktarılan iletişim teknikleri iletişim hatalarının en alt seviyeye inmesine yardımcı olur. Bu eğitimlerin faydalarının gerçekten hissedilebilmesi için en önemli nokta eğitim alan bireylerin, eğiticinin aktardığı teknikleri uygulayabilmesinden geçer. Kişinin kendi gelişimini sağlaması ve iş hayatının daha az stresli geçmesi için bu teknikleri uygulaması gerekmektedir. İletişim sadece konuşmak değildir, iletişim aynı zamanda; ne söyleyeceğimizi, bunu en iyi nasıl, ne zaman ve nerede söyleyeceğimizi bilmektir. 1/16/2018 0 Comments Konuşma hızının nedenleri İnsan duygu ve düşüncelerini sesli ve sessiz iletişim kaynaklarıyla aktarır. Türkçenin kullanımında en sık görülen hatalar; hızlı konuşmak, çenenin çok fazla açılmaması, harflerin tam olarak söylenmemesi, harf tembelliği, soluma gürültüsü, vurgu hataları vb. şeklinde sıralanabilir. Bu yazımda daha çok “hızlı konuşma hatalarından” bahsetmek istiyorum. Hızlı konuşma, konuşmanın ritminin sözcük ya da onların tekrarları, uygun olmayan yerlerde duraklamalar, sözcük içindeki hecelerin yerlerinin değiştirilerek söylenmesi gibi düzensizlikler nedeniyle bozulmasıdır. Hızlı konuşan kişiler genelde konuşmasındaki problemin farkında değilmiş gibi görünürler. Bu kişiler, genellikle tek heceli ve kısa sözcüklerde tekrarlamalar yaparlar. Ancak kekemeliktekinden farklı olarak bu tekrarlamalarında herhangi bir zorlanma yoktur. Kekeme kişilerde olduğu gibi konuşmaktan kaçınmazlar. Bu kişilerde; yetersiz konsantrasyon, kısa dikkat süresi, algısal güçlükler, düşünmeden konuşma gibi özellikler görülebilir. Konuşma hızının yüksek olmasının nedeni sadece nörolojik değildir. Geçmişte yaşanılan korkular, hayatın hızlı akması ve yöresel etkenler de bunu tetiklemektedir. Günümüz iletişim çağında özellikle de iş hayatında zaman her geçen gün çok hızlı bir şekilde akıyor. Siz de bu hayat karmaşası içerisinde iş yerinizde bir çok işe inanılmaz bir efor sarf ederek yetişmeye çalışıyorsunuz. İşte bu, sizin konuşmanıza da yansıyor. Örneğin, telefonda satış yapan ve müşteri temsilciliği görevini ifa eden çalışanlar, tempolarını hiç düşürmeden bir telefondan diğerine cevap vermek ve bunu anlaşılır bir şekilde yapmak zorundalar. İşte tam o anda konuşma hızlarını arttırmakta ve bunu da farkında olmadan alışkanlık haline getirmektedirler. Bir diğer hızlı konuşma sebebi olarak yöresel etkenler olduğunu yukarıda belirtmiştim. Ülkemizde belirli bölgelerde, bölgesel dillerin hızlı konuşulması konuşma temponuzu arttıran bir etkendir. Örneğin, Karadeniz bölgesinde konuşulan dilin hızlı olması o kişilerin de konuşma hızlarını arttırırken, konuşmaya farklı bir şive katmaktadır. Yurdumuza Balkan ülkelerinden gelen insanlarımızın da konuşmaları geçmişteki kullandıkları dillerin etkisiyle hızlı olmaktadır. Çocukken yaşanılan ve gerçekten korkulan olaylar da kekemelik veya hızlı konuşma hatalarına sebebiyet vermektedir. Örneğin, geçtiğimiz yıllarda genel katılıma açık verdiğim bir diksiyon eğitimine gelen kursiyerlerden bir tanesi çok hızlı konuşmakla birlikte hece tekrarı da yapıyordu. Ona geçmişte onu çok korkutan bir olay olup olmadığını sorduğumda, 4 yaşında eve giren bir kargadan korktuğunu ve birkaç gün dilinin açılmadığından bahsetmişti. Konuşma hızı problemi sadece hızın yüksek olmasıyla gerçekleşmez. Eğer konuşma hızının düşük olması söz konusuysa, bu da hatalı konuşmaya dahildir. Konuşma hızının düşük olması sizi dinleyeni yorar ve belli bir süreden sonra sizi dinlememesini sağlar. Yanda ki diyagramda konuşma hızının ortalama süreleri verilmiştir. 1 dakika içerisinde kaç kelime kullandığınızı bunun hangi kategoriye dahil olduğunu bulabilirsiniz. Hızlı konuşmanızın süresini çalışmalarla kısaltabilirsiniz. Bu çalışmalar öyle birkaç gün sürmez, sabırla günlük çalışma zamanı ayırarak yapılır. Bu çalışmalarla bir çok kişi konuşma hızını ideal hıza getirmeyi başarmıştır. Sonuç olarak hangi işi yapıyorsak yapalım iyi konuşmak ve iyi iletişim kurmak durumundayız. Bu öncelikle kişisel olarak önemli olsa da aynı zamanda çalıştığımız şirketimiz için de oldukça önemlidir. Burak Özbay |
ArşivKategoriler |